BİLGİ
Şaşılık (= "strabismus")
Şaşılık, genel anlamda her iki görme ekseninin arasındaki paralelliğin bozulması halidir.
Şaşılıklar başlıca iki ana gruba ayrılırlar. Birincisi gözün hareket sistemin oluşturan kas ve sinir yapılarında doğumsal veya sonradan ortaya çıkan hasarlardır (bkz. Paralitik ve Restriktif Şaşılıklar). İkinci grupta ise kas ve sinir yapılarında bir hasar olmamasına rağmen gözlerin beyinden gelen komutlara cevabı değişmiş ve göz hareket sisteminin dengesi bozulmuştur (bkz. Non-paralitik Şaşılıklar). Çeşitli nedenlere dayalı olarak ortaya çıkabilmekte, tek başına önemli bir rahatsızlık olduğu gibi, başka göz sorunlarıyla birlikte ve bunların sonucu olarak da gelişebilmektedir. İleri yaşlarda başlayan şaşılıklar hem estetik bir kusur, hem de çift görmeye neden olarak rahatsızlık yaratırken, çocukluk çağında başlayan şaşılıklar ayrıca Binoküler Görme gelişimini aksattığı için daha kritik önem kazanmaktadır.
Gözler aslında çift olmasına karşın tek bir organ gibi çalışırlar. Tıpkı iki akciğer, iki böbreğin birlikte çalışması ve tek bir sistem oluşturması gibi, gözler de tek bir görme sisteminin parçasıdırlar. Bu sayede 3-boyutlu görme yeteneği (bkz. Binoküler görme) kazanır ve sadece çevremizdeki nesnelerin şeklini, rengini, hareketlerini görmekle kalmaz, onların mekan içindeki konumlarını ve hareket yönlerini de algılarız. Ancak binoküler görme yeteneği doğum anında var olmayıp doğumdan hemen sonra gözlerin açılması ile birlikte gelişmeye başlayan ve yıllar süren bir sürecin sonunda olgunlaşan bir özelliktir. Binoküler görmenin gelişmesi için gözlerin açılmasından itibaren her iki gözün ışık, renk ve şekil içeren görsel uyaranlardan oluşan net ve kaliteli görüntülerle eşit biçimde uyarılması, diğer bir deyişle “beslenmesi” gerekmektedir. Bunu engelleyen her türlü durum binoküler görme gelişimini etkileyecek ve gözlerden en az birinin “tembelleşmesi”, yani ambliopi oluşması ile birlikte binoküler görmenin gelişememesine neden olacaktır. Tek bir gözün sağladığı görüntü derinlikli algılama için yeterli olmayacağı için kişinin görme kapasitesi sınırlanmış olur. Binoküler görmenin gelişimi 10-12 yaşa kadar süren ve sonrasında beynin diğer birçok fonksiyonu gibi gelişimini tamamlayan bir süreçtir. Bu bakımdan 10-12 yaşına kadar çocuklarda ortaya çıkabilecek birçok göz sorunu ambliopiye yol açması yüzünden kritik önem taşır.
Gözlerde kayma olduğunu saptamak çok kolaymış gibi görünse de dış görünüm aldatıcı olabildiği için çoğu zaman şüphede kalınılabilir. Şaşılık varken farkedilememesi veya olmadığı halde var zannedilmesi sık karşılaşılan durumlardır. Şaşılık konusunda deneyimli bir hekim ise durumu çok kolayca ayırdedebilir. Şaşılığın saptanması ve tedaviye başlanmasında gösterilecek tereddüt ve gecikmeler çocukta ileride telafisi mümkün olmayan görme kayıplarına yol açabilir.
Çocuğun gözlerinde kayma olup olmadığını anlamanın en pratik yolu Hirschberg testi denen bir yöntemdir. Küçük bir el feneri veya benzeri bir ışık kaynağı çocuğun karşısında tutulup çocuğun bu ışığa bakması sağlandığında ışığın her iki gözdeki yansımasının tam gözbebeklerinin ortasına denk gelip gelmediğini gözlemlemek, gözlerde bir kayma olup olmadığı hakkında kabaca bir fikir verir. Kayması olmayan bir çocukta her iki gözdeki yansıma da tam gözbebeğinin ortasında iken şaşılık olduğunda bu yansımalardan biri gözbebeğinin kenarına yakın bir noktaya düşecektir. Bu yöntemle şüpheli bir durum saptandığında çocuğun yaşı ne olursa olsun mutlaka uzman bir hekime gösterilmesi ve daha ileri tetkiklerden geçirilmesi gerekir.
Resim -1 Resim 2
Gözlerde kayma yokken çocuğun baktığı ışık kaynağının yansıması her iki gözbebeğinin tam ortasındadır (Resim 1). Sol göz içe kayarken ise aynı ışık yansıması sol gözbebeğinin dış kenarına düşmektedir (Resim 2)
Gözde bir kayma olmasa veya yokmuş gibi görünse dahi, çocuğun karşısındaki bir nesneyi izlerken başını bir omuzuna doğru eğerek, sağa veya sola döndürerek, çenesini yukarı kaldırarak veya aşağı indirerek bakması, özellikle parlak ışıklı ortamlarda tek gözünü kapatarak bakması gibi haller bir şaşılığın ilk belirtisi olabilecek ve bir uzmanın değerlendirmesini gerektirecek önemli belirtilerdendir.
Ambliopi’ye neden olma açısından en riskli şaşılık türlerinden biri çocuk doğduktan sonra ilk 6 ay içinde başlayan erken şaşılıklardır. Genellikle başka bir göz sorunu olmaksızın görülen bu tür kaymalarda tedavide gecikildiğinde binoküler görme kusuru çok ağır olabilmektedir. Bu nedenle bu çocukların en geç 2 yaşına kadar cerrahi girişimle şaşılıklarını düzeltmek, sonrasında ise göz tembelliğini gidermek için uzun yıllar boyu tedaviye devam etmek gerekir. Ancak özellikle küçük bebeklerde belli bir yaşa kadar gözlerde biraz kayma olmasının normal olduğu gibi yanlış bilgi ve inanışlar yüzünden bu çocukların hekime götürülmesi ertelenmekte, tedavi geciktiğinde de ileride şaşılık kozmetik açıdan düzeltilse bile görme eksikliği giderilememektedir.
6. aydan sonra başlayan şaşılıklar ise daha ziyade gözdeki ileri hipermetropi, miyopi gibi kusurların veya başka faktörlerin etkisiyle oluşmakta, bir kısım hastada sadece gözlük ve ortoptik tedavilerle şaşılık düzeltilebilirken bazen de bunlara ilaveten bir veya birkaç ameliyat geçirmesi gerekebilmektedir.
Doğum anında gözlerde hafif düzeyde bir hipermetropi normal olarak mevcuttur ve bu durum yaklaşık 7-8 yaşlarına kadar sürer. Bu doğal hipermetropi bir şaşılığa sebep olmadığı sürece gözlük kullanımı gerektirmeyebilir. Ancak bir şaşılık oluşması veya hipermetropinin derecesinin çok yüksek olması veya iki gözün ölçüleri arasında büyük fark olması durumunda çocuğun yaşı ne olursa olsun gözlük kullandırmak gereklidir. Aynı şekilde miyopi veya yüksek astigmatizm gibi kırılma kusurları da gözlükle düzeltilmelidir. Bu özellikle okul öncesi dönemdeki çocuklar açısından çok önemlidir. Her hangi bir kırılma kusurunun farkedilmemesi ve gözlükle düzeltilmemesi çocuğun okuldaki performansını doğrudan etkilececektir.
Hipermetropi çok yüksek dereceli olmadığı sürece çocuklarda gözün akomodasyon (uyum) gücü ile telafi edilebilen ve bu nedenle görüntü netliğini bozmayan bir kusurdur. Ancak netlik bozulmasa dahi göz net görebilmek için uyum yeteneğini aşırı biçimde kullanmak zorunda kalır ve bu aşırı uyum faaliyeti ilgili kaslarda yorgunluğa yol açarak göz dışı bir takım belirtilere neden olur. Bilhassa okurken ortaya çıkan baş ağrıları, dikkat dağınıklığı, konsantrasyon eksikliği, okumaya karşı soğukluk bu belirtiler arasında sayılabilir. Herşeyi net olarak görse de bu belirtileri gösteren ve okuldaki performansı giderek düşen çocuklarda bu şekilde bir gizli hipermetropinin varlığı araştırılmalı, gerekirse gözlüğe başlanmalıdır.
Miyopi ise uzak görme netliğinin bozulması ile karakterizedir ve hipermetropideki gibi bir telafi mekanizması olmadığından farkedilmesi daha kolay olur. Hipermetropiye göre genellikle daha geç başlar ve bunda da gözlük kullanımı gerekir.
Astigmatizm hipermetropik ve miyopik olabilir ve bu özelliğine bağlı olarak hipermetropi veya miyopiye benzer belirtiler verebilir. Hipermetropideki gibi göz yorgunluğu belirtileri veya miyopideki gibi görme bulanıklığına neden olduğunda gözlük kullanımı gerekir.
Bunlar dışında doğumsal veya çocukluk çağında başlayan pek çok göz hastalığının da doğrudan veya dolaylı olarak görmeyi etkileyeceği ve bunların bir kısmının farkedilene kadar geçecek zamanın ambliopi gelişimi açısından taşıdığı risk düşünüldüğünde normal ve sağlıklı çocukların göz kontrollarının önemi ortaya çıkar. İdeal koşullarda bu kontrolların
-
Doğumdan hemen sonra
-
3 yaşında
-
Okul öncesi (6 yaş)
yapılması gerekir. Bu kontrolların ilkinin doğumu gerçekleştiren ekip, diğerlerinin ise bir göz uzmanınca yapılmasında yarar vardır. Ancak özellikle erken doğan çocuklarda Prematüre Retinopatisi adı verilen ve gözün retina tabakasının damar gelişiminde bozukluğa bağlı olarak gelişen hastalığın erken tanı ve tedavisi, bu hastalığın körlüğe yol açma riski taşıması nedeniyle çok büyük önem taşır. Bu nedenle böyle özellikli durumlarda ilk kontrolun doğumdan sonraki ilk 3 hafta içinde bir göz hekimince yapılması gerekir.
Şaşılık, çocuklarda ambliopi’ye yol açan sorunlar arasında en sık görülenlerinden biridir. Bu bakımdan çocuklarda şaşılığın mümkün olduğunca erken yaşta saptanması ve tedavi edilmesi estetik ve psikososyal yararları bir yana, asıl binoküler görme gelişimi açısından büyük önem taşır. Şaşılık dışında yüksek numaralı göz bozuklukları ve özellikle iki göz numaraları arasında büyük fark olması durumunda (anizometropi) da ambliopi gelişebilir. Bunların dışında gözün içine ışık girmesini zorlaştıran her türlü göz hastalığının da (doğumsal katarakt, kornea lekeleri, göz kapağı düşüklükleri gibi) ambliopiye yol açabileceğini unutmamak gerekir. Çocuğun yaşı ne kadar küçükse, gözün içine ışık girmesini engellenmesinin yol açacağı ambliopik etki de o ölçüde ağır olacaktır. Bu yüzden küçük bebeklerde herhangi bir nedenle gözlerin kapatılması ve bandajlanmasından mümkün olduğunca kaçınmak gerekir.