top of page

 YANLIÅž BÄ°LÄ°NENLER  

GÖZ HAKKINDA EN YAYGIN HURAFELER

 

Hiç bilmemekten daha kötüsü, yanlış bilmektir...

​

​

​

​

 

Göz saÄŸlığı, genellikle herÅŸeyi net görebilmekten ibaret zannedilir. Net ve keskin bir görüÅŸ gerçekten de göz saÄŸlığının önemli göstergelerinden biridir. Ancak geçerli tek saÄŸlık göstergesinin net görme olmadığının bilincinde olamamak, çok ciddi göz hastalıklarının ancak iÅŸ iÅŸten geçtikten sonra farkedilmesine ve çok pahalıya mal olan ihmallere yol açmaktadır. Hele ki sözkonusu olan çocuklarımız olduÄŸunda bu ihmallerin faturası daha da ağırlaÅŸmakta ve çocuÄŸun yaÅŸamı boyunca bedelini ödeyeceÄŸi ağır sonuçlar doÄŸurmaktadır. Bu nedenle göz saÄŸlığı konusunda var olan yanlış ve eksik bilgilenmenin giderilmesi için bazı önemli noktaları vurgulamakta yarar vardır.

"Uzağı ve yakını son derece net olarak görebiliyorum. Öyleyse gözlerim saÄŸlam demektir."

Yanlış. Net görme, göz saÄŸlığının tek göstergesi olmadığı gibi bazı durumlarda tam aksine yanıltıcı da olabilir. ÖrneÄŸin yaşınız gençse, herÅŸeyi çok net görmenize raÄŸmen gözlerinizde hipermetropi ve hatta astigmatizm gibi göz bozuklukları bulunabilir. Uzağı net görmeniz, sadece miyop olmadığınızı ispatlar. Yakını net görmeniz ise sadece çok ileri bir hipermetropiniz (veya presbiopiniz) olmadığını gösterir.

​

Ancak çok ileri dereceli olmayan (ortalama +2.00  +3.00 D'e kadar olan) hipermetropi'lerde göz, "akomodasyon" denilen ve göz içi kaslarla saÄŸlanan uyum gücünü kullanarak bu optik kusuru yenebilir ve görüntünün net kalmasını saÄŸlayabilir. Bu uyum mekanizması, tıpkı kameraların otomatik netlik ayarı gibi çalışan ve kasılan göziçi kaslar yardımıyla göz içi merceÄŸin kırma gücünü arttıran bir mekanizmadır. Bu sayede normalde hipermetropi nedeniyle bulanık görüntüye sahip olan bir göz, görüntüyü netleÅŸtirir. KiÅŸi bu "netleÅŸtirme" iÅŸlemini iradi olarak da yapabilir, ancak genellikle hipermetroplarda akomodasyon faaliyeti refleks olarak gerçekleÅŸir, yani kiÅŸi algıladığı görüntünün aslında bulanık olduÄŸunu, gözün uyum mekanizması ile netleÅŸtirildiÄŸini doÄŸrudan farkedemez. Bu durumdaki kiÅŸiler herÅŸeyi net görseler bile bu netliÄŸi saÄŸlamak için göziçi kaslarının fazla çalışması yüzünden özellikle eÄŸitim ve meslek hayatının temposunun giderek yükseldiÄŸi dönemlerde, bir yandan da ilerleyen yaşın etkisi ile göz yorgunluÄŸuna baÄŸlı rahatsızlıklar yaÅŸarlar. Bunlar baÅŸaÄŸrısı, gözlerde yanma, sulanma, kanlanma, gelip geçici görme bozuklukları, dikkat dağınıklığı, konsantrasyon eksikliÄŸi, okul veya iÅŸyerinde verim azalması, uyku bozuklukları gibi çoÄŸu kiÅŸinin gözlerle ilgisini dahi pek düÅŸünemeyeceÄŸi genel belirtilerdir..

 

"Miyopi uzağı net görememek, hipermetropi ise yakını net görememek halidir."

Yanlış. Ä°lk ve orta eÄŸitim müfredatımızdaki bir yanlışlıktan kaynaklandığını zannettiÄŸim bu yanlış inanış son derece yaygındır, ama en azından yarı yarıya yanlıştır. Evet, miyopi uzağı net görememe halidir, ancak hipermetropi "bunun tam tersi" demek deÄŸildir. Hipermetropi'de görüntü hem uzak, hem yakın için bulanıktır, sadece yakındaki bulanıklık, uzaktakine kıyasla görece daha fazladır. Ancak hipermetrop'ların büyük bir kısmı akomodasyon denilen göziçi kaslarla saÄŸlanan uyum mekanizması refleksini kullanarak görüntüyü hem uzak, hem yakın için netleÅŸtirebilirler. Ancak bu aşırı kas faaliyetini sürekli yapmak durumunda olduÄŸuklarından ve kasların gücü de sınırsız olmadığından özellikle günün ilerleyen saatlerinde ve akÅŸamları giderek artan boyutta göz yorgunluÄŸuna maruz kalırlar. Üstelik kasların çalışma gücü de ilerleyen yaÅŸ ile gitgide azalır. Bu nedenle bu tip yorgunluk ÅŸikayetleri yaÅŸ ilerledikçe de giderek artar. Sonunda bir an gelir ki, artık göziçi kaslardaki performans azalması yüzünden gözün hipermetropik kusurunun yarattığı bulanıklığın yenilemeyeceÄŸi bir noktaya gelinir. Bu noktadan sonra da görmede bulanma belirginleÅŸir, önce yakın, sonra da uzak görme zorlukları baÅŸlar. Bu kırılma noktası kiÅŸiye göre deÄŸiÅŸir ve tamamen kiÅŸinin yaşı, yaÅŸam tarzı ve hipermetropisinin düzeyine bağımlıdır. DüÅŸük hipermetropisi olanlar daha otuzlu yaÅŸlara kadar problemsiz kalabilirken, daha yüksek hipermetropisi olanlar gözlerinin bozuk olduÄŸunu yirmili yaÅŸlarda hissetmeye baÅŸlarlar. Entellektüel faaliyetleri yüksek olan, bolca kitap okuyan, bilgisayar kullanan, büro iÅŸlerinde yaÅŸayanlar bu problemi daha erken yaÅŸlarda farkederken, örneÄŸin kırsal kesimde tarım sektöründe yaÅŸayan veya entellektüel faaliyetleri düÅŸük düzeyde olanlar çok daha ileri yaÅŸlara kadar gözlerinde bir bozukluk olduÄŸunu farketmeyebilirler.

 

"Bilgisayar kullanmaya baÅŸladıktan sonra gözlerim bozuldu."

Ne bilgisayar, ne de herhangi benzer bir faaliyet kusursuz bir gözün "bozulmasına" neden olmaz. Ancak bu gibi faaliyetler o güne kadar farkedilmemiÅŸ, gizli kalmış bir göz kusurunun "su yüzüne" çıkmasına neden olabilir. Özellikle hipermetropilerde gözün akomodasyon çabası ile telafi edilen bir görme kusuru, yakın faaliyetin artarak  artık göziçi kasların baÅŸedemeyeceÄŸi bir yoÄŸunluÄŸa ulaÅŸması nedeniyle dengelerin bozulması üzerine birdenbire su yüzüne çıkar ve kiÅŸi çok kısa bir zamanda görmesinin bozulduÄŸunu hisseder. Aslında hipermetropi doÄŸuÅŸtan beri vardır, ama o güne kadar organizma kendi iç mekanizmaları ile bunu örtüp gizleyebilirken, artık bunu yapamamaya baÅŸladığı gün sorunlar baÅŸlar.

​

Gözlük kullanmak
"Dinlendirici gözlük efsanesi"

Doktorların hipermetrop kiÅŸilere gözlerindeki sorunları anlatırken yorgunluktan bahsetmesi, bu kiÅŸilere verilen gözlüklerin de "dinlendirici" gözlük olarak adlandırılmasına yol açmıştır. Ancak "dinlendirici" gözlük genellikle halk arasında oldukça yanlış anlaşılan bir kavramdır. Bu gözlükler, tıpkı uzunca bir yürüyüÅŸ yaparken yorulduÄŸumuzda yolun kenarında oturup dinlendiÄŸimiz, sonra da kalkıp yeniden yürüyüÅŸümüze devam ettiÄŸimiz tahta bank'lar gibi deÄŸerlendirilmektedir. Yani bu gözlüklerin sadece gözlerimizde bir rahatsızlık hissettiÄŸimizde veya sadece akÅŸam saatlerinde kullanabileceÄŸimiz, sürekli takmamızı gerektirmeyen gözlükler olarak anlaşılması külliyen yanlıştır. Aslında arada bir ve canımız istedikçe takabileceÄŸimiz tek gözlük sınıfı numarasız güneÅŸ gözlükleridir. Bunun dışında gözde herhangi bir optik kusuru düzeltmek amacı taşıyan herhangi bir numaralı gözlüÄŸün "arada bir" kullanılabilir olması sözkonusu deÄŸildir. O gözlüÄŸe ihtiyaç duymamıza neden olan göz kusuru gözümüzde sürekli var olduÄŸuna göre, gözlüÄŸün kullanımı da sürekli olmalıdır. "Dinlendirici" bir gözlüÄŸü takmak için önce gözlüksüz kalarak gözümüzü yormamızın pek mantıklı olmadığını anlayabilmek gerekir. Bu gözlükler aslında sürekli takıldığında gözümüzün yorulmasını önleyeceÄŸi için yararlıdır, yoksa yorulmuÅŸ gözlere takıldığında onları dinlendirmesi tamamen bir yakıştırmadan ibarettir.

​

"ÇocuÄŸumun gözleri kayıyordu, geçer diye bekledik."

Ne yazıkki, toplumumuzda en yaygın ve maalesef en dramatik sonuçlanan yanlış inanışlardan biri de budur. Ve yine ne acıdır ki, bu inanışın yaygınlaÅŸmasında bazı meslektaÅŸlarımızın dahi katkısı vardır ve bu da ülkemizdeki hekimlerin meslekiçi eÄŸitim düzeyi hakkında soru iÅŸaretleri yaratmaktadır.

 

Bir kere çok iyi bilinmesi gereken bir husus vardır, o da hiçbir yaÅŸ döneminde gözlerin kayması normal ve olaÄŸan bir durum deÄŸildir. Bu yeni doÄŸmuÅŸ bir bebek için de geçerlidir. Ancak burada gözlerin gerçekten kayması ile kayma izlenimi yaratan durumları ayırdedebilmek gerekir. Bunu yapması gerekenler ise elbetteki göz hekimleridir. Gözlerinin kaydığı düÅŸünülen bir bebeÄŸin veya çocuÄŸun, bir göz hekimine danışılmadan "büyüyünce geçer" düÅŸüncesiyle kendi haline bırakılması çok ciddi, hatta ölümcül sonuçlara yol açabilecek bir göz hastalığının ihmali anlamı taşıyabilir. Ne yazıkki göz hekimleri dışındaki branÅŸlarda çalışan hekimler dahi bu konuda zaman zaman deÄŸerlendirme hatası yapabilmekte ve dramatik sonuçlara neden olabilmektedir. Bu nedenle gözünün kaydığından en ufak bir kuÅŸku duyulan bebek veya çocukların mutlaka bir göz hekimine gösterilmesi gerekir. Habis bir göz tümörü olan retinoblastom gibi ölümcül hastalıkların yanısıra ileride çocukta körlüÄŸe neden olabilecek ciddi doÄŸumsal göz hastalıklarının pek çoÄŸunun ilk belirtisinin gözde kayma olduÄŸu unutulmamalıdır. Ancak bunların hiçbiri olmasa bile yine de gözde kayma görülebilmekte ve bu tür kaymalar dahi tedaviye geç baÅŸlanması halinde kayan gözde ambliopi, yani göz tembelliÄŸi geliÅŸmesine neden olarak ileride telafisi mümkün olmayan görme kayıplarına yol açabilmektedir. Bu nedenle gözünde kaymadan kuÅŸku duyulan her bebek ve her çocuk mutlaka vakit kaybetmeden bir göz hekimine danışılmalıdır. 

​

Bilgisayarla çalışma
bottom of page